ALEVİLİKTE KADIN Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, tarih sürecinde birçok hak ve özgürlükten mahrum bırakılmışlardır. Tarihin kadınlara biçtiği değerden Alevi kadınlar da etkilenmiştir. Bu etki; inançları gereği aile, şeref ve namus kavramlarının korunması amacıyla İslam’ın öngördüğü tedbirlerin ötesinde ek tedbirler almalarını sağlamıştır. Aleviler; tarihin zorluklarının doğurduğu nedenlerden dolayı soyutlanmış, İslami
Vahiy Kâtibi Muaviye (?) Muaviye bin Ebu Süfyan gerçekten vahiy kâtibi miydi yoksa ona bu sıfat bilerek ya da bilmeyerek birileri tarafından mı yamanmıştır? Hayatı ve yaşantısı bir yana, yaptıklarıyla İslam ümmetini kutuplaştıran, bölen aynı zamanda da gayrı meşru hilafet süren Muaviye’ye dokunulmazlık zırhı kazandırma umudu taşıyan bir çaba mıdır
RESULULLAH’IN(S.A.A.V)HİCRETİ Resulullah (s.a.a.v) Mekke’den defalarca hicret etti. Arap diyarını dolaştı ve yanında herkesten önce Hz. Ali vardı. Birinci hicreti Şeybanoğulları’naydı ve yalnız Hz.Ali (a.s.) yanındaydı. İkinci hicreti Taif’eydi yanında da Hz.Ali (a.s.) ve Hariset Bin Zeyd (a.s.) vardı Resullullah (s.a.a.v)
Hırre Faciası “Medine halkı fasık ve facir nazarıyla baktığı Yezit’e ve iktidarına karşı ayaklanarak valiyi şehir hudutları dışına atmış yerine Abdullah bin Hanzala’yı getirmişlerdir. Bu hadise kendisine haber verilince Yezit, Müslim bin Ukbe El Murri’yi on iki bin askerle Medine’ye gönderdi ve kendisine şu talimatı verdi: ‘Şehir halkına üç gün
İnsanoğlu dünyaya gözünü açtığı andan itibaren ‘dünyayı ve tüm kâinatı yoktan var eden yaratıcıyı’ düşünüp aramaya başlamıştır. Nitekim bir bina kendiliğinden inşa olunamaz, bir yazı kendiliğinden yazılamaz hükmüne göre bu koca kâinatın mutlaka bir yaratıcısı olduğu gerçeği insanoğlunu sürekli meşgul etmiştir. Önceleri bu sorun, insan için
Alevilik, gerçek Müslümanlık çerçevesinde Hz. Ali sevgisiyle Hakk’ı tanımaktır. Alevilik, vazgeçilemez sonsuz bir Hz. Ali sevgisidir. Hz. peygamberimiz bir hadisinde buyuruyor ki: “Eğer insanlar Hz. Ali sevgisi üzerinde toplansaydı, Allah c.c. cehennemi yaratmazdı..” İşte bu sebepten dolayı Alevilik, Hz. Ali’yi tanımak ve onun yolundan gitmektir. Hz. Ali, evlatları ve onların
HZ. ALİ BİN EBU TALİP Tarihin din ve bilim büyükleri anlatılırken, onların ön plana çıkmış bir veya birkaç özelliğinden bahsedilir. Hz. Eyüp sabrıyla, Hz. Lokman Hekim hekimlik yönüyle, Aristo mantığıyla, Çiçero hatiplik yönüyle, Büyük İskender savaşçı kişiliğiyle anlatılır. Ancak emsaline az rastlanır bir
Bir önceki yazımızda, Hz. Ali ve Ehlibeytin (a.s.) faziletlerinden ve bu faziletlerin bir kısım sözde Müslüman ilim adamı tarafından nasıl örtbas edilmek istendiğinden bahsetmiştik. Bu yazımızda da, Hz. Ali ve Ehlibeytin (a.s.) faziletlerinin nasıl görmezden gelindiğini ve hatta bu faziletlerin başkalarına mal edilmesi konusunda
“Rahman ve Rahim olan Allah’ ın adıyla” “Biz insanı en güzel şekilde yarattık.”(1) diye buyuran ve insanı, diğer bütün canlılardan üstün kılan; etrafında olup biten her şeyi anlamaya ve anlatmaya yarayan şeklen küçük ama fiilen ve manevi yönden muazzam olan kalp ve dil gibi nimetlerle donatarak, insanı yeryüzünün en onurlu
GADİR-İ HUM BİAT’I Allah Resulü’nün, ister veda haccı sırasında, ister Gadir-i Hum’da, isterse Medine dönüşünde okuduğu bütün hutbelerde, Ehl-i Beyt’ini ümmete hatırlatıp Kur’an-ı Kerim’in yanı sıra Ehl-i Beyti’ni de ümmete ağır ve paha biçilmez bir emanet olarak bıraktığını ve onlara sarıldıkları müddetçe asla dalalete düşmeyeceklerini ve bu ikisinin kıyamete kadar